KUSURSUZ HİSSE VAR MIDIR?
İyi bildiğiniz bir sanayide yer alan kuruluşlar hakkında bilgi toplamak kolaydır.
Yani hepimizin yaptığı rutin işler var. Sabah simit alırız, arabamızı tamire götürürüz, lastiklerini değiştiririz. Yani rütinlerimizde yapmamız gereken şeyler vardır ve bunları yaparken bazı şeyleri aten araştırırz.
Hisse analizi ile ilgili konular ve sıralamaları;
1- Şirketi tanıma, okuma linki burada
2- Büyük , küçük şirket Link, burada
3- Büyüme hızı link burada ve ayrıca bu konu
4- Kusursuz hisse link burada
5- Uzak durulması gereken hisse link burada
6- Fiyat kazanç (F/K) oranı link burada
7- Örnek ideal şirket Link burada
8- Fiyat kazanç oranı (F/K) nasıl hesaplanır? link burada
9- Bilanço okumak ; link burada
10- Şirketin borç durumu link burada
11- Şirketin defter değeri link burada
12- Şirketin nakit akışı link burada
13- Şirketlerin ürün stok miktarları link burada
14- Analiz sonrası izlem ve gözlem link burada
15- Kapanış ve özet bilgiler link burada
Örneğin arabanıza lastik alırken hangi lastik iyi bir bakarsınız. İşte hisse araştırırken de bu basit gündelik şirketleri araştırmak daha kolaydır.
Bir uzay işi ile uğraşan şirket olsa bunu nasıl araştıracağız, ne yaptığını nasıl analyacağız.
Bu yazıda sizlere kusursuza yakın şirketlerin özelliklerinden bahsedeceğim. Şirketleri siz bulursunuz.
(1) Kuruluşun adı kulağa sıkıcı, hatta daha da iyisi gülünç gelir.
Mükemmel hisse mükemmel şirkete aittir. Mükemmel şirket ise mutlaka son derece basit bir işkolunda yer alır. Bu işkolu basit olmakla kalmaz, aynı zamanda çok sıkıcıdır. Hatta ne kadar sıkıcı olursa o kadar iyi.
Palyaço ekibi gibi adı olan bir hisseye kim para yatırır?
Elbette borsa hissenin ne denli karlı olduğunu anladıktan sonra işler değişir, ama o zaman hisse fiyatı çoktan on katına çıkmış olur.
(2) Kuruluşun yaptığı iş sıkıcıdır.
Adı sıkıcı olan bir kuruluşun yaptığı iş de sıkıcıysa süper.
Kimse basit bir isimle basit bir iş yapan bir şirketin haberlerini görmez borsa sitelerinde. Hatta yönetim kurulunda kimse blomberge çıkıp açıklama dahi yapmaz. Kim dinler abi bu adamları.
Ama bu sizin yararınıza bir şeydir.
Zamanın birinde bir hisse arz oldu, aslında hisse adı vermek istemiyorum ama kendisinden bahsetsem bir şey olmaz her halde. Neyse hisse tuhaf bir isimle borsada. Yaptığı iş ile isminin alakası yok . Yaptığı iş de kuru domates işi. Bunu duyunca tabi insanın yatırım yapası gelmiyor. Kuru domates işi nedir? Ben hayatımda hiç kuru domates almadım eve. Ama hisse yeni arz olmasına rağmen şu an arzın 10 katından işlem görüyor.
Hem adı, hem de yaptığı iş sıkıcı olan bir şirket, borsa uzmanlarını gerçek değeri anlaşılana kadar kendisinden uzak tutacak, böylece hisselerinin fiyatı sürekli yükselecektir.
Eğer kazancı yüksek, bilançosu sağlam bir şirketin yaptığı iş sıkıcıysa önünüzde hisseleri düşük fiyattan almak için bol bol zaman var demektir.
(3) Kuruluşun yaptığı iş insanın midesini bulandırır.
İdeal şirketin yaptığı iş sadece sıkıcı olmakla kalmaz, aynı zamanda iğrençtir.
Örneğin artık sanayi yağlarını ve artık yemek yağlarını toplayıp bunlardan geri dönüşüm sağlayan bir şirket olsa. Bu konuda rapor yazmak hangi analistin aklına gelir? Hangi portföy yöneticisi bu hisseyi alım listesinde görmek ister?
Yatırımcı sayısının az olduğu şirketler değerlenmeye çok açıktır.
Düşünsenize bir şirket atık çöplerden plastik çatal bıçak yapsın, bu çöpleri kendi toplasın, derken piknik malzemeleri derken büyüsün başka pratik kullandığımız ürünler ve bunların hammaddesi çöp olsun.. İşte ideal şirket ...
(4) Kuruluş Sonradan Bağımsızlığına Kavuşmuştur.
Bazı şirketler bünyesinde birden fazla şirket bulundurur. Bunlar büyük şirketlerdir. Bu şirketlerin bünyesindeki o küçük şirket büyükten ayrılıp kendi yoluna giderse bu şirketi araştırmaya alın.
Bu sonradan bağımsızlığını kazanan ve o dönem çok iyi gözle bakılmayan bu şirketi inceleyin. Yönetimi değişecektir, kendi kararlarını almaya başlayacak ve kendi küçük işini yapmaya başlayacaktır. Bir de yeni yöneticiler bu küçük şirketinin hisselerini almaya başlar iseler değmeyin keyfe....
(5) Hiçbir kurum ya da borsa analisti bu hisseyle ilgilenmez.
Eğer gözünüze kestirdiğiniz hisse hiçbir kurumun ilgisini çekmiyorsa size kar sağlama olasılığı yüksektir. Hiçbir analistin uğramadığı, hatta adın; bile duymadığını iddia ettiği bir şirket bulursanız paranızı iki katına çıkardınız demektir.
Bunun yanı sıra bir zamanlar popüler olan, ama sonradan gözden düşen hisseler de bu kategoriye alınabilir.
O ustad denen adamlar bu hisseleri ne paylaşır ne grafik çizer, aynı zamanda bankaların öneri bölümünde de bu hisseler olmaz. Adı sanı duyulmamış tabiri caizse lanet hisseler gibi kalmışlardır....
(6) Kuruluşun mafyayla ilgisi olduğu ya da zehirli atık olaylarına karıştığına dair söylentiler vardır.
Bu aslında şu demek, şirket hakkında asılsız öyle söylentiler vardır ki kimse gidip te almaz o hisseyi. Batsın gitsin isterler. Çevreye zararlı ne bileyim belki nükleer bir tesistir, belki çevreye zarar veren taş ocağı işletmesidir. Belki bir yerde altın arayan mafya vari doğayı katleden bir işletmedir.
Bunlara kimse yatırım yapmaz, ucuzdur bunlar. Sonradan işin rengi değiştiğinde almak için sıraya girerler ama o sıra siz 10-20 kat kazanmış olursunuz zaten.
(7) Kuruluşun yaptığı iş moral bozucudur.
Buna örnek bilmiyorum ilerde olur mu ama cenaze şirketleri olabilir. Bir şirket düşünün cenaze işlemleri yapıyor. Moral bozucu denen olay buna benzer.
Ölüm hiç bitmez evet ama bu olay üzücüdür. Kimse gidip de bu şirkete yatırım yapmak istemez. Millet ölecek ben para mı kazanacağım, kalsın der.
(8) Kuruluşun içinde bulunduğu sanayiin daha fazla büyüyemeyeceği iddia edilmektedir.
Bir telefon firması, veya bilgisayar firması. Önü hiç kapanmayacak sürekli büyüyecek bir şirket gibi gelir. Ama bu şirketler karlarından çoğunu arge yani yeni tasarımlara ayırmak zorundadır. Eğer bir telefon şirketi en fazla 2 sene içerisinde yepyeni bir tasarımla karşımıza gelemeyecekse vay hallerine. Yani bu şirketler iyi kazanır ama iyi de harcarlar.
Bunun yanında gene insanların plastik tabak çatal yapan şirkete söylediklerini düşünün; daha ne kadar büyüyecek abi tabak çanak ney. Derler ama bu şirketlerin gelişime veya başka bir duruma ihtiyaçları yoktur. Sürekli kar edebilirler.
(9) Kuruluş, rakipsizdir.
Bir mücevher şirketi düşünün, ne kadar rakibi vardır? Değerli taştan çok mücevherde aranan özellik benzersiz tasarım ve işçilik dersek, oldukça fazla rakibi olabilir. Hatta bunun yurt dışı rakipleri dahi piyasaya hakim olabilir.
Bunun yanında çimento şirketi düşünün, rakipleri daha azdır. Kimse çimento ithal etmez, ya da içindekilere şekline pek bakmaz. Çimentodur işte gider alır işini görürsün.
Bunun yanında alanında tek olan bir şirket bulabilirseniz buda çok güzeldir. Örneğin ilerde bor çıkaran tek şirket olsa bor konusunda rakipsiz olur.
Az rekabet, çok kardır.
Ya da bir kimya şirketi düşünün, kimyevi bazı ürünleri patenti olanlar üretir sadece. Bir üründe tek patenti olan kimya şirketi bulursanız, inceleyin.
Bir tarım ilacı şirketi, bir ota karşı yaptığı ilaçta tek ise? Bu da güzel.
(10) Kuruluşun ürünleri devamlı satın alınan mallardır.
Bir oyuncak şirketi düşünün, oyuncağı üretir satar, çocuklar bunu satın alır ama her çocuk bir tane aldı mı tamam artık o oyuncak yavaş yavaş biter. Yenisi yapılması lazım.
Bir de jilet fabrikası düşünün, berberler biz erkekler devamlı kullanıyoruz, almak zorundayız. Biter mi ona ihtiyacımız?
(11) Kuruluş teknoloji üreticisi değil, kullanıcısıdır.
Bilgisayar üreten bir şirket mi? Bilgisayar kullanarak iş yapan bir şirket mi? Bilgisayar üreten şirketler de hem rekabet hem gelişen teknoloji karşısında sürekli bir savaş halindedir. Ancak bilgisayar kullanan şirketler bunlar ile uğraşmaz hem de daha karlı işler yaparlar.
Barkod okuyucu üreten bir şirket düşünün ve bu barkod okuyucunun yazılımını aldıkları bir şirket düşünün. Her gelişen teknoloji karşısında üretici şirket yeni barkod okuyucusu geliştirmek ve üretimini yapıp tekrar pazarlamak zorunda iken, yazılım şirketinin böyle bir derdi yoktur. Hatta her gelişen teknoloji sonrası tekrar tekrar iş alır.
(12) Kuruluş çalışanları kuruluşun hisselerinden satın almaktadır.
Bir şirket yönetimi neden şirket hissesi alır, güvendiği için ve yükseleceğini düşündüğü için. Bu oldukça basit anlaşılır durumdur. Eğer şirket yönetimi yanı sıra daha düşük maaşlı çalışanları da şirket hisselerini alıyorsa oldukça güzel bir haberdir.
Şirket hisselerinin çalışanları tarafından alınması orta uzun vadede oldukça pozitiftir.
Şirket yönetimi ve çalışanları çalıştıkları şirketlerden almak istiyorlar ise bunu SPK ya bildirmek zorundadırlar. KAP haberlerinde alıp almadıklarını ne kadar aldıklarını görmeniz mümkün olur.
(13) Kuruluş kendi hisselerim geri satın almaktadır.
Bir kuruluş hisselerini geri alarak yatırımcılarını kolay ve iyi bir yoldan ödüllendirmiş olur. Eğer bir şirket geleceğinden eminse niçin kendi hisselerine yatırım yapmasın?
Uzun vadede bu geri alımlardan karlı çıkanlar yine yatırımcılar olacaktır.
Bir hisse ait olduğu şirket tarafından satın alındığında borsadan çekilir ve böylece borsadaki hisselerin sayısını azaltır. Bu işlem hisse başına düşen kazanç oranı üzerinde mucizevi sonuçlar yaratabilir, bu da hisse fiyatını yukarı çekecektir.
Eğer bir şirket hisselerinin yarısını satın alır, buna karşın şirketin genel kazancı aynı düzeyde kalırsa hisse başına düşen kazanç iki katına çıkmış olur.
Hisse geri alımlarına alternatif olarak uygulanan diğer yöntemler ise şunlardır: (1) temettüleri arttırmak, (2) piyasaya yeni ürünler sürmek, (3) yeni şubeler açmak, (4) yan kuruluşlar satın almak.
Bunlardan biri de aynı pozitifliği sağlar hemen hemen.
Hisse geri alımlarının tersi ise borsaya fazla hisse sürme işlemidir. Bedelli bölünme gibi.
3 Yorumlar
Cok guzel anlatmışsın sayın abim
YanıtlaSil1 maddeyi bile aklında tutsan hisse alırken bana yeter hocam.
SilOku oku öğren öğren bitmiyor, onikiden vuran bilgiler.
YanıtlaSil