Ad Code

Yatırımda Milyon Dolarlar Kaybetmemenin Sırrı: Büyük Kazanmak Değil, Az Kaybetmek

 Finans dünyasında genellikle büyük kazananları kovalamaya odaklanırız. Hangi hissenin bir sonraki Apple olacağını, hangi sektörün patlayacağını merak ederiz. Ancak Intelligent Investor'ın kurucu ortağı John Addis, 1 Milyon Doları Nasıl Kaybetmezsiniz: Daha Az Kaybederek Yatırımda Kazanma adlı eserinde, yatırım başarısının formülünü kökten değiştiriyor. Addis'e göre, yatırımda gerçekten başarılı olmanın anahtarı, büyük kaybedenlerden kaçınmak ve kayıplarınızı sınırlamaktır.


Yazar, kendi yatırım yolculuğunda yaşadığı acı verici hataları dürüstçe ortaya koyuyor ve bu hatalar zincirinde bir milyon dolardan fazla kaybettiğini itiraf ediyor. Kitap, bu kişisel başarısızlık öyküleri aracılığıyla, yatırımcıların en sık düştüğü dört temel hata kategorisini inceliyor ve okuyuculara davranışsal finans dersleriyle bezenmiş pratik bir rehber sunuyor. İşte bu çarpıcı eserin ana hatları.


I. Bölüm: Çok Geç Sattığımız Hisse Senetleri

Yatırımcıların belki de en yaygın hatası, yanlış olduğunu bile bile bir hisse senedine tutunmaktır. Kitabın bu bölümü, yatırım tezimiz bozulduğunda dahi duygusal bağlılık veya taahhüt yanlılığı (commitment bias) nedeniyle zararı kabul etmekte geç kaldığımız durumları ele alır.


Bir hisseye yatırım yaptığımızda, ona olan bağlılığımız derinleşir ve değişen koşullar karşısında fikrimizi değiştirmek zorlaşır. Şirketin temelleri kötüleşmeye başlasa, hatta açık kırmızı bayraklar ortaya çıksa bile, yatırımcılar "geri dönecek" inancına sarılırlar. Strathfield Car Radios, Roc Oil veya Star Entertainment gibi vaka çalışmaları, bu hatanın ne kadar büyük kayıplara yol açabildiğini gösteriyor. Bu bölümden çıkarılacak en önemli ders: Zararı kesmek bir erdemdir. Yatırım argümanınız geçerliliğini yitirdiğinde, hızlı hareket edebilme cesaretini göstermelisiniz.


II. Bölüm: Çok Erken Sattığımız Hisse Senetleri

İlk bölümdeki hatanın tam tersi, çok erken satmak da finansal açıdan en büyük zararı veren hatalardan biridir. Bu, yatırımcıların harika, yüksek kaliteli ve hızlı büyüyen şirketleri, bileşik faizin gücünden tam olarak yararlanmadan portföyden çıkarması anlamına gelir.


İnsan doğası, kârı realize etme dürtüsüyle hareket eder. Bir hisse senedi yükseldiğinde, yatırımcılar "Kâr alarak iflas edemezsin" düşüncesiyle hemen satma eğilimi gösterirler. Ancak Cochlear, ARB Corporation veya Apple gibi şirketlerin hikayeleri, uzun vadeli ve kaliteli bir yatırıma sabırla tutunmanın, kısa vadeli kâr alımlarından çok daha büyük getiriler sağlayacağını kanıtlıyor. Bu bölümün ana mesajı: Başarılı yatırım, doğru işletmeyi bulmak ve onu yıllarca, hatta on yıllarca sahiplenmekten geçer. Bileşik faizin sihrini engellemeyin.


III. Bölüm: Kesinlikle Almamamız Gereken Hisse Senetleri

Bu bölüm, değer yatırımcılarının sıkça düştüğü tehlikeli bir tuzağı açıklıyor: "Düşen bir bıçağı yakalamaya" çalışmak. Bir hisse senedi ucuz göründüğü için satın alındığında, asıl sorunun fiyatta değil, şirketin iş modelinde veya temellerinde olabileceği gerçeği göz ardı edilir.


Sadece fiyata odaklanmak, iş modelini ve rekabet avantajını anlamamaktan kaynaklanan büyük bir risktir. Yazar, Timbercorp ve PMP gibi şirketler üzerinden, rekabet savunması (ekonomik hendek) zayıf olan veya temelden problemli iş modellerine sahip şirketlerin, ne kadar ucuz görünürlerse görünsünler sürekli değer kaybetmeye mahkum olduklarını gösterir. Yatırım yapmadan önce bir şirketin nasıl para kazandığını, kârlılığını sürdürüp sürdüremeyeceğini ve rakiplerine karşı net bir üstünlüğü olup olmadığını anladığınızdan emin olmalısınız.


IV. Bölüm: Satın Almamız Gereken Ama Almadığımız Hisse Senetleri

Son bölüm ise, yatırımcıların zihinsel engeller veya kişisel önyargılar nedeniyle araştırdığı, potansiyelini gördüğü ancak harekete geçmekten çekindiği büyük fırsatları kaçırması konusuna odaklanır.


Addis, Meta (eski adıyla Facebook) gibi devlerin potansiyelini görmesine rağmen kişisel hoşnutsuzluklar veya piyasadaki olumsuz algı nedeniyle yatırım yapmadığını itiraf eder. Önemli bir ders: Piyasalar bir şirketi ne kadar sevmezse, bu durum bazen derinlemesine bakmak için o kadar büyük bir fırsat sunabilir. Ayrıca, Afterpay gibi "yüz kat kazandıran" (ten-bagger) hisseleri kovalamaya çalışmanın, genellikle mantıksız risk almaya ve portföy çeşitliliği kuralını bozmaya yol açabileceği uyarısında bulunur.


Sonuç: Yatırımda Kazanmak, Oyunda Kalmaktan Geçer

John Addis'in bu kitabı, yatırım başarısının bir sırrı varsa, bunun davranışsal disiplin ve kaybetmeme sanatında yattığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Yatırım getirilerinizi artırmak için çılgın spekülasyonlara girmek yerine, sağlam iş modellerine sahip şirketleri değerinin altında (güvenlik marjıyla) bulmaya, onlara sabırla tutunmaya ve en önemlisi, yanlış kararlar verdiğinizde hızlıca çıkış yapmaya odaklanmalısınız. Yatırımda en büyük başarı, yaptığımız doğru işlemlerin sayısı kadar, yapmaktan kaçındığımız yanlış işlemlerle de ölçülür.

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu